Pandemi süreci, herkesi ofislerini terk ederek evde çalışmaya zorladı. Şimdi ise bu durumun kısa vadeli bir uygulama olmayacağına dair işaretler var. Karantina sürecinde evden çalışmaya alışınca birçok iş alanı için ofise gitmenin pek de gerekmediği ortaya çıktı. Ofislerin önemi azaldı. Yine de evde çalışmanın mı yoksa ofise gitmenin mi daha verimli olduğu büyük bir soru işareti. Yalnızca Türkiye’de değil, bütün dünyada görüldü ki çalışma düzeni eskisi gibi devam etmeyecek. Bu sebeple şirketler kendilerini “yeni normal”e adapte ederken çalışma sistemlerinde bir dönüşüm arayışındalar.
- KPMG’nin “Covid-19 ile çalışma hayatındaki yeni uygulamalar” anketine göre; katılımcıların %72,5’i yapay zekâ, robot, otomasyon gibi araçlara geçişi hızlandırmayı yani dijitalleşmeyi en mühim öncelik olarak görüyor. %47,5, haftanın belirli günlerinde evden çalışılarak karma sistemin içinde yer almanın öncelikli olduğunu düşünüyor.
Ofislerin hayatımızda pek de önemli bir yer tutmadığına ikna olmak için bir salgınla evlere kapanmamız gerekiyormuş. Rutin işler için ofis neredeyse bitti. Çalışanlar dijital ortamda yaptıkları toplantılarla da işlerini verimli şekilde idare edebiliyor. İş ortamında fiziksel olarak beraber olanların birbirlerine daha çok güvendiği ise bir gerçek. Uzaktan çalışmak sosyal bağlar için bir tehdit oluşturuyor, fakat bu güven ortamını oluşturmak için her gün sabahtan akşama kadar bir ofiste tıkılmaya gerek var mı? Yeni fikirlere, çalışanlar arasında tartışma ortamına ihtiyaç oluyor. Bu sebeple en makul sistem hem evde çalışmanın hem de fiziksel olarak bir arada bulunmanın avantajlarını barındıracak hibrit bir sistem gibi duruyor.
- “Yeni normal”le, birçok şirket uzaktan ve yerinde çalışmanın yeni bir kombinasyonunu planlıyor; bu hibrit bir sanal model, bazı çalışanların şirket içinde, diğerlerinin ise evden çalışması. Yeni model, yeteneklere daha fazla erişim, bireyler ve küçük ekipler için artan üretkenlik, daha düşük maliyetler, daha fazla bireysel esneklik ve iyileştirilmiş çalışan deneyimleri vadediyor.
KPMG tarafından yayımlanan bir başka ankete göre, büyük şirket CEO’larının %69’u ofis alanlarını küçültmeyi planlıyor. Çoğunlukla yıllık geliri 1 milyar dolardan fazla olan şirketlerden gelen yanıtları alan anket, yarın bir aşı onaylansa bile hibrit bir sanal çalışma modeline geçişin ortadan kalkmayacağını gösteriyor. Dijital dönüşüm yatırımlarına hız veriliyor. Ankete katılan CEO’ların yaklaşık dörtte üçü, operasyonların dijitalleştirilmesi ve yeni nesil bir işletim modelinin oluşturulması için daha fazla harcama yapmayı planladıklarını beyan ediyor. CEO’ların üçte ikisi ise insan işçilerin yanı sıra otomasyon ve yapay zekâ kullanımını artırarak yeni bir iş gücü modelinin oluşturulmasına daha fazla yatırım yapmayı planlıyor.
- KPMG ABD CEO’su Paul Knopp “Sanal çalışma ortamlarında çok etkili ve üretken olabileceğimizi kanıtladık” diyerek bunun uzun vadeli bir eğilim olduğunu belirtiyor. Knopp, insan kaynakları ve satıştan müşteri hizmetlerine kadar her şeyin çoktan dijitalleştirildiğini ve böyle olmasının daha etkin olduğunu vurguluyor.
Çalışanların evden çalışma konusunda ise duyguları karışık. Bazıları uzun yolculukları ve ofis kıyafetlerini terk ederek kendilerini özgür hissederken bir kısmı çocuklara ve yaşlı ebeveynlere bakarken evden çalışmak için mücadele ediyor. Ancak şirketler için uzaktan çalışmayı benimsemek, para tasarrufu yapmanın ve aynı zamanda yetenek havuzunu derinleştirmenin makul bir yolu hâline geldi. On yıllardır, büyük şirketler büyük şehirlerdeki değerli ofis binalarına yoğun bir şekilde para harcadılar. Ofisteki ayak izlerini azaltarak, emlak maliyetlerini önemli ölçüde azaltabilirler. Böylece, şirketlerin artık sadece ofislerinin bulunduğu büyük şehirlere taşınmak isteyen kişileri işe alması gerekmiyor.
Alıntıdır: “Ussal Şahbaz & Nesibe Kırış“